Karikaturist olmak zor zenaat
    Murat Uca/AKSİYON

    Insanlari guldururken dusundurmenin, dogrulari anlatmanin en iyi yoludur diyor karikaturun tanimi icin bir cok karikaturist. Belki de karikatur, halka verilmeye calisilan mesajlari bir kac cizgiyle anlatmanin yolu. Bu sebepten olacak ki neredeyse cizgilerin aynisini hayata geciren Surahi Hanim, Mukremin Abi gibi tiplemeleriyle karsimiza cikan mizah programlari televizyonlarda buyuk ilgi goruyor, en yuksek reytinglere imza atiyor. Etrafimiza baktigimiz zaman bir kac Surahi Hanim veya Mukremin Abi gorebilecek olmamiz bu tipleri sevimli kiliyor. 

    Omurlerini bu ise sarfetmeye azmetmis "cizgi kahraman" karikaturistler, uzun yillari alan bir birikimin sonucu olarak kose yazarligi yapanlar gibi, yaptiklari esprileri yillarin verdigi birikim ve kulturden aldiklarini soyluyorlar. Bir karikaturist ne sadece yetenegi, ne de sadece birikimi ile karikaturist olamiyor. Yani bu is, 'Benim sesim guzel, sarkici olacagim' sevdasiyla sehre gelip sanatci olmaya benzemiyor. Kisacasi mizahcinin ilham perisi de, sans perisi de yok. Butun is, beyinlerinde ve ellerinde baslayip bitiyor ekmeklerini cizgilerden kazanan bu insanlar icin.

    Yillarin karikaturisti ve bir cok karikaturistin ustadi Vehip Sinan da "cizgi"nin komik ve dusundurucu hale gelisinde ilhamin payi oldugunu ancak, iki faktorun de birbirinden ayrilamayacak derecede onemli oldugunu soyluyor; "Evet ilham gelir, fakat benim gibi yillardir her gun bir karukatur cizen biriyseniz ilham gelse de cizmek zorundasiniz, gelmese de... Yani bu is bir nevi memuriyettir. Tabii bu arada hayat bizi ilhami zorlayici bazi metotlara itti. Bazi metotlar gelistirdim kendi kendime. Mesela bir secim oldu ve bu konu ile ilgili bir seyler cizmek gerekiyor. Bir secim sandigi cizerim ve dusunmeye baslarim. Nasil bir seyler yapsam diye dusunurum ve bir seyler cikar sonucta; fakat onemli olan iyi bir seylerin cikmasidir" diyor. 

    Mizahcinin surekli cizmesini futbol macina benzeten Aksiyon ve Ustura Dergisi cizeri Ahmet Keskin ise "Futbolcu her hafta sahaya cikip futbolunu oynar; cunku bir kabiliyeti, calismasi ve gecmisten gelen bir hazirligi vardir. Ama belki bir hafta gol kacirir. Bu meslekte de gecmisten gelen bir birikim sonucunda her hafta bir seyler olur" seklinde konusuyor. Yuzbinin ustunde satan Leman dergisi disinda Mizah dergilerinin satislarinin cok dusuk olmasi karikaturistlerin uzun zamandir kotu futbol oynadigini gosteriyor.

    -Dusunmek mi zor, cizmek mi?

    Espride iki unsur var; cizgi ve fikir. Karikaturistlere karikatur cizmek mi zor yoksa espriyi dusunmek mi sorusu sorulsa bircogu esprinin bulunmasinin daha zor oldugunu soyleyecektir. Zaten Allah vergisi olan cizgi yetenekleri var, bir de Allah fikir verirse bu yetenekle birlestirip guzel seyler cikartabiliyorlar. Eger sadece espri yapma yetenegi varsa Kemal Sunal veya ilk temsilciligini Lutfu Oflaz'in yuruttugu yazikaturist olabiliyor. Bununla da bitmiyor. Bir de iki yetenegi iyi birlestirip espriyi yerlestirmek gerekiyor ki bu isin en zor kismi bir cok sanatci icin. Esprilerin cogunlukla bir birikim sonucu meydana geldigini soyleyen karikaturist Dagistan Cetinkaya: "Kimi gozlemledigi konulari cizer, kiminin daha onceden tasarladigi seyler vardir. Eger siyasi veya evrensel bir sey ciziyorsa daha onceden bir birikimin olmasi lazimdir. Fakat durup dururken ilham geldigi de olur. Ise konsantre olmak ve sorunlardan kendini soyutlamak isin kalitesini artiriyor. Bana sorulacak olursa; daha cok fikirde, espride zorlandigimi soyleyebilirim. Ama espriyi yerlestirmek, yani tasarimi yapmak da onemlidir" diyor. 

    Turk halki karikaturden uzak

    Millet olarak mizahi ve gulmeyi sevdigimiz su goturmez bir gercek. Halkin mizaha, ozellikle mizah dergilerine olan ilgisine ve mizah dergilerinin satis trendine bakildiginda gorulen durum ise mizaha duskunlugumuzle tezat teskil ediyor. Mizaha maddi kaygilarin girmesiyle kalitenin dusmesinden tutun da, cizgilere cinselligin girmesine kadar bir cok olumsuz sebep Turk halkini mizahtan degil ama mizah dergilerinden uzaklastirdi. 

    Fakat mizah dergilerinin satisinin dusmesindeki en buyuk sebep ne para, ne de kalite. Problem cizgilerin canlanmasi. Bunun neresi kotu diyebilirsiniz; fakat dergilerdeki karikatur kahramanlarinin televizyonlarda kolaylikla izleniyor olmasi dergilerin cazibesini yok ediyor. Mesela gulmek icin biraz para harcayan insanlarin cok iyi bildigi ve cok sevdigi Sidika bile artik canli bir karikatur olarak cikacak karsimiza. Belki yakin zaman sonra Ustura okuyucularinin yakindan tanidigi Essek Herif veya sanssizliktan bir turlu kurtulamayan Sansiz Sadi de canli kanli biri olarak cikar karsimiza.

    Turk mizahinda uzun zamandir bir kisir dongu yasaniyor. Bir kac mizah dergisinde birbirine sanki ikiz kardesmis gibi benzeyen ve cogu zaman ayni seyleri yapan tipler bulmak mumkun.

    Onde gelen bazi mizahcilarin cizgilerine bakildigi zaman da hep cinselligin on plana ciktigi, surekli islenmekten halkin ilgisini cekmeyen ve insanlarin gundeminden cok kopuk konulara yer verildigi goruluyor. Mizahcilarin halkin mizahindan geride ve ondan kopuk oldugunu soyleyen Vehip Sinan soyle devam ediyor: "Ruhu mizaha yatkin olan Turk halki neden mizahtan uzaklasti? Bunun nedeni mizahin halkin gerisinde kalmasidir. Yani bazi konular o kadar cok islendi ki halka ulasamiyor. Bir mecmua eger siyasiyse mizahta tek amaci iktidari rezil etmek, elestirmektir. Bu sartlar altinda ben sanmiyorum halkin bu mizaha sahip cikacagini. Bu sadece isin siyasi yani. Bir de sosyal yani var. Ne yazik ki bugun mizah sayilan seylerde hep cinsellik var. Bunlar bos ufuklu insanlarin isi. Bir sure sonra bu da can sikar belki. Bir zaman geldi evde yuksek degerler kalmadi. Buna bagli olarak ana babalar artik cocuklarini bu tur mizah dergilerinden uzak tutmaya basladi. Bakin Turk halki hala Nasrettin Hoca ve Karadeniz fikralarina guler. Nasil gulmesin ki Avrupa'nin bile guldugu her daim taze Nasrettin Hoca fikralarina." 

    Cizgilerle aramizda biraz da para var

     Halkin alim gucunun dusuk olusunun mizah dergilerinin satisinda, dolayisiyla karikaturun halktan kopuk olmasinda cok onemli bir etken oldugu bir gercek. Insanlar istedikleri halde gelir seviyeleri bir dergi almaya elvermedigi icin mizahtan uzak duruyorlar. Buna ragmen mizaha ve karikature olan ilgilerinin ispati ise zon zamanlarda oldukca yayginlasan Yasemince, Rating-Rating, Bir Demet Tiyatro gibi programlara olan ilgi. Ekonomik bir harcamayi gerektirmedigi icin insanlar bu programlara ilgi gosteriyor. Ahmet Keskin'e gore: "Insanlarin mizahin bir bolumu olan mizah dergilerinden uzak durmasinin sebebi ekonomik. Yani televizyonlarda neredeyse mizah dergilerindeki tiplerin aynisini yapan programlar ilgiyle izleniyor; cunku bunun icin bir ekonomik caba gerekmiyor. Bu baglamda mizah dergisine para vermek toplumun buyuk bir kismini olusturan dar gelirli insanlar icin yemek yemeden tatliyi dusunmek gibi birsey. Yani insanlar temel ihtiyaclarini karsilamadan sanati, mizahi dusunmuyorlar. Once temel ihtiyaclarini karsilamayi dusunuyorlar ve bizim ulkemiz ne yazik ki daha mizaha para ayiracak kadar zengin degil. Yani hic kimse ekmek peynir almadan Ustura dergisi alip gulemiyor" diyor. Fakat televizyonlardaki adi gecen programlar zaman gelip insanlarin ceplerinde ekmek peynir aldiktan sonra gulmek icin verecek parasi kalsa da artik dergi aldirmayacak gibi gorunuyor.

    Simdilik fena para kazanmasalar bile karikaturistler adina pek sevindirici bir gelisme olmayacak gibi. Mizah dergisi cikarmak=Deveye hendek atlatmak

     Bir zamanlar mizah dergisi cikaran bazi sanatcilara mizah dergisi cikarmanin nasil bir is oldugunu sordugumuzda cevap kisa ve oz oluyor; Deveye hendek atlatmak gibi bir sey. 

    Karikaturistlerin cizgiyle yaptiklarinin yaziyla yapilmasi, kimine gore ise yaziya karikatur asisi yapmak diye tanimlanan yazikaturistligin tek temsilcisi Lutfu Oflaz ise Turkiye'de mizah dergisi cikarma konusunda sunlari soyluyor: "Turkiye'de 12 Eylul sonrasi yasanan bir Girgir olayi var. Girgir 12 Eylul sonrasinda onemli satislara ulasti. Ardindan bolundu ve kadrosundakilerin herbiri ayri bir mizah dergisi cikarmaya basladi. Bu okurda bir tepkiye neden oldu. Yani biz sizi bir butun olarak seviyorduk, niye bolundunuz diye bir tepki geldi. Daha sonra ozel televizyonlarin cikisiyla da mizah dergilerinin satisinda bir dusus goruluyor. Isin ekonomik boyutu da vardir." 

    Bilinen bir gercek ki; mizah edebiyat dunyasinin yaramaz cocugudur. Ozunde muhaliflik oldugu icin bir olayi hem muhalif gozuyle verir ve hem de can damarindan yakalar. Fakat her kurumda oldugu gibi bunu da gozden uzaklastiran insanlar olabiliyor. Elestiriyi dozunda ve yerinde yapmak gercekten cok zor bir is. Ozellikle yapici elestiri ile toplumun gelisimine katkida bulunulabilecekken asiriya kacildigi ve yikici oldugu zaman fayda saglamadigi gibi bir sure sonra kabak tadi verebiliyor. 

    Cizerlerimiz alayli

    Piyasadaki mizahcilarin, ozellikle karikaturistlerin cok buyuk bir bolumu isi ustalarindan ogrenmisler. Zaten dogrudan bir karikatur egitimi veren okul olmamasinin yaninda cizgi egitimi veren tek okul Guzel Sanatlar Akademisi. Karikaturistler icin burada verilen cizgi egitimi bu isin temeli. Yani ulkemizde hic diplomali karikaturistimiz yok. Akademide reel, duz cizgi egitimi alan biri, yani insani duzgun cizebilen biri daha iyi calisabiliyor. Kisacasi komik tipler cizmenin yolu once dogru duzgun cizmeyi bilmekten geciyor. Karikaturistler, bundan sonraki sanatcilarin ise alayli degil de mektepli olmasini istediklerini soyluyorlar.