“Rebia”nın hikayesi…

Takvim gazetesi “Gerçek İslâm” başlığı altında günlük yazılar yazan Prof. Dr. Zekeriya Beyaz’ı Ramazan ayında çok çalıştırıyor. Geçtiğimiz günlerde Prof. Hayrettin Karaman’ın başörtüsü yasağını protesto etmek için ayrıldığı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne dekan olarak atanan Beyaz’ın artık neredeyse bir tam sayfası var. (Önceden de söylemiştik: Zekeriya Beyaz’ın Takvim’deki işlevi, bu gazetenin diğer sayfalarının “günaha soktuğu” okurlara günah çıkarttırmaktır!) 

Takvim’in Zekeriya Beyaz yönetimindeki “Ramazan” sayfasında bir de “Kadın Erenler” başlıklı bir köşe var. Gazetenin 5 Aralık tarihli sayısında “Vali Paşa”nın, oğlu Cafer’in ölümünün sorumlusu saydığı Rebia’yı üç gün işkence yaparak nasıl öldürdüğü hikaye edilmiş. Hikâyede “Rebia”nın hazin sonu şöyle anlatılıyor: “Rebia, paşanın emriyle soyulup zincire vuruldu. Kızı ağaca bağlayıp üç gün üç gece dövdüler. Sonra da bir çengele astılar. Rebia daha fazla dayanamadı ve şehit oldu.”

Takvim gazetesi “Kadın Erenler” başlıklı bu ilginç köşesinin daha da ilginçleşmesi için bir de ressam görevlendirmiş. O da önüne gelen hikâyeleri resimliyor. Dizinin önümüzde bulunan “Rebia” bölümü de bu çerçevede bir resimle zenginleştirilmiş. Ama ne resim? Belli ki ressam (ve de sayfa sorumlusu Zekeriya Beyaz) “Rebia”nın hikâyesinde en çok işkenceyle öldürülen bu kadın kahramanın “soyulup zincire vurulması” faslıyla ilgilenmişler. (5 Aralık 2000)
 

(medyakronikten: http://www.medyokronik.com/)