Sansürün mührünü
vurduğu müze
Rojda İldan
İtalya’daki ressamlar çekemedikleri
meslekdaşlarını çizmeye başladılar, ama çizilenler normal resme benzemiyordu;
çizimlerde kiminin kulağı kiminin burnu uzun, kiminin ağzı kiminin de gözü
yamuktu. Bu çizgiler şehir meydanındaki çeşme başlarında “herkes görsün”
diye sergilenirdi. İşte 16. yüzyıldaki bu çekişmeler bugün belki de en
çok politikacıların başına bela olan bir sanatı yarattı; ‘karikatür’ü.
İtalya’dan zamanla bütün dünyaya gelişerek yayılan karikatür, İtalyan ressamların
herkes görsün diye bıraktıkları gibi meydandaki çeşmelerde sergilenmiyor
günümüzde. Yüzyılları aşıp günümüze gelen karikatür, müzelerde sergileniyor.
Bu müzelerden biri de İstanbul’da.
Darbe mizaha da bir tokat vurmuş
Saraçhanebaşı’nda Bozdoğan Kemeri’nin
yanında olan Karikatür Müzesi’ni, müze çalışanlarından Mahmut Akgün ile
geziyoruz. Akgün, Türkiye’de Karikatür Müzesi’nin ilk olarak Karikatürcüler
Derneği üyelerinin girişimleri ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından
1975’de Tepebaşı’nda açıldığını söylüyor. Akgün’ün anlattıkları şu anda
TÜYAP’ın bulunduğu yerde kurulan ilk karikatür müzesinin ömrünün pek uzun
olmadığını gösteriyor.
12 Eylül 1980 darbesi mizahı susturmak
istemiş, karikatür müzesi de darbeden nasibini alarak kapatılmış. Dünyada
sansürlenen ilk karikatür müzesi olan bu müzedeki eşyalar, yıllarca saklanmış.
Yıllar geçtikçe karikatürcülerin müzeye olan özlemleri de artmış. Yine
Karikatürcüler Derneği’nin girişimleri ile müze tekrar açılmış. Şehir Müzesi’nin
Gazanferağa Külliyesi’den taşınmasıyla Karikatür Müzesi 1989’da tekrar
hayata dönmüş.
Türkiye’de mizah azınlıklarla başladı
Karikatür Müzesi, sergileri, kütüphanesi,
arşivi sayesinde sürekli izlenebilir bir özellik kazanıyor. Girişi serbest
olan müzede daimi sergi, değişken sergi, özgün baskı atölyesi, kütüphane
ve arşiv bölümleri bulunuyor. Türkiye’ye karikatürün azınlıklar tarafından
getirildiğini söyleyen Akgün, karikatürün ilk defa 1852’de Ermenilerin
çıkardığı bir azınlık dergisinde basıldığını ifade ediyor. Türk gazetelerinde
karikatürün ilk defa 1869’da basılmaya başlandığını söyleyen Mahmut Akgün,
ilk mizah dergisinin ise 1870’de Diyojen adıyla çıktığını belirtiyor. Daimi
serginin duvarlarında ise geçmişten günümüze yapılan karikatürler yer alıyor.
Müzedeki tarihi en eski olan karikatür,
1867 yılına ait. Baktığımızda konularında değişiklik olmadığını gördüğümüz
karikatürlerden ikisinin başlığı şöyle: “Belediye Haliç’i temizleyecek”
“Poliste dayak”. Daimi sergide göze çarpan bir diğer şey de özel eşyalar.
Altan Erbulak, Yalçın Çetin, Mustafa
Eremektar, Ali Ulvi gibi karikatür ustalarının özel eşyaları daimi sergide
yer alıyor. Değişken sergide sergilenen karikatürler ise her ay değişiyor.
Değişken serginin bu ay “Mizah Fotoğrafları” başlığıyla Ahmet Esmer’in
ve “Şimdi Çevre Zamanı” başlığıyla Muhittin Köroğlu’nun karikatürleri yer
alıyor.
Arşiv, atölye, kütüphane, etkinlikler
Yerli yabancı birçok eserin içinde
yeraldığı kütüphane, Karikatürcüler Derneği üyelerinden gelen bağışlarla
kurulmuş. Müzenin arşivinde ise 20 binin üzerinde karikatür bulunuyor.
Özgün baskı atölyesinde gravür ve desen dersleri veriliyor, atölye hafta
içi saat 14.00-17.00 saatleri arasında açık, meraklıları ücretsiz olarak
bu kurslardan yararlanabiliyorlar. Müzede söyleşi, dia gösterimi, panel
gibi etkinlikler de gerçekleştirdiklerini belirten Akgün, bu etkinliklerin
Karikatürcüler Derneği tarafından organize edildiğini belirtiyor. Müzeye
gösterilen ilginin kendilerini memnun ettiğini anlatan Akgün, müzeye okullardan
topluca ziyaretler yapıldığını belirtiyor. Zaman zaman karikatürle uğraşan
gençlerin gelerek kendilerinden yardım aldığını ifade eden Akgün, öğretmen
eksikliği nedeniyle şu anda karikatür derslerini veremediklerini ama gelen
herkese yardımcı olmaya çalıştıklarını da açıklıyor.
